İZMİR HAYVAN KATLİAMINA ENGEL OL..!

İZMİR HAYVAN KATLİAMINA ENGEL OL..!
TORBALI HAYVAN MEZARLIĞI OLMASIN..!

4 Aralık 2012 Salı

Çığlığı Duyan Yok!


Efemçukuru ve Kavacık köylüleri İzmir'in arseniksiz tek su havzasındaki altın madeni işletmesinin suları zehirlediğini öne sürüp, “Balıklar, atlar ve keçiler öldü sıra bize mi geldi” diye isyan etti.


Uzundere'de TOKİ konutları var bilir misiniz? Bilmeyenler için söyleyeyim,
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kadifekale Kentsel dönüşüm Projesi'nin ilk uygulamasıdır orası.
3300 aile yaşayacak orada...
Bir kısmı yerleşti bir kısmı yerleşecek şu günlerde.
Yani çok kısa bir zaman sonra 10 bin kişilik bir şehir oluşacak Uzundere'de.
Karşısında da merhum Ahmet Piriştina zamanında yapılan Olimpiyat Köyü...
Ardında da Ahmet Sarışın zamanında yapılan sosyal konutlar...
Çok alan var daha oralarda...
Kentsel dönüşümü düşünürsek modern İzmir bile kurulabilir o vadide.
Önceki gün İzmir Meteoroloji Müdürü Murat Şahin'in konuğuydum.
Hava'ya meraklı bir gazeteci olduğum için gidip gördüm, yerinde inceledim hava tahminlerinin nasıl yapıldığını.
Çatalkaya'ya çıkardılar beni sağolsunlar.
Çam ağaçlarıyla kaplı Kavacık ve Efemçukuru Mevkiindeki bulunan radara doğru giderken gözüm gönlüm açıldı.
900 küsür metre yukarıdan İzmir'i seyrederken, “Şehrin tüm yöneticilerini burada piknik yaptırmalı” dedim.
Balçova Barajı'nın arka taraflarında en az üç baraj daha kurulabilecek vadilerin olduğunu görünce feryat ettim.
Feryadımın nedeni tam bu vadilerin tepesinde altın işletmesinin 24 saat çalışmasıydı.
“Altını açığa çıkartırken uygulanan işlemlerde açığa çıkan elementlerle havamızı ve sularımızı kirletiyorlar” diye bas bas bağıran çevrecilerin tepkisine kimsenin aldırmamasıydı.
Gözümüz gibi bakmamız gereken yaşam kaynaklarımızın farkına varılmamasıydı.

***

Önceki gün Kavacık ve Efemçukuru köylüleri altın madeni işletmesinin önünde eylem yaptı.
Eylemin nedeni deredeki balıkların ölmesiydi...
Bir atın ve 55 keçinin dereden içtikleri sudan zehirlenmesiydi.
Çevreciler, “Sıra insanlara gelmeden önlem alınsın” diyor.
Koca koca medyanın sustuğu bir dönemde bu kolay olur mu?
Kendi kişisel menfaatleri olunca aslan kesilenler orada mısınız?
Efemçukurunun sinyalleri size ulaşmıyor mu?
İhsan Hakkı, İnsan Hakkı'ndan öncelikli mi acaba..

***

Dün Yeşiller ve Sol Gelecek eşsözcüleri Sevil Turan ve Avukat Arif Ali Cangı arayıp dert yandı, “Efemçukuru'nda Tehlikeli Süreç Başladı” diyorlar.
Kavacık köylülerinin ‘balıkların, koyunların ve atların öldüğü, sıranın kendilerine geldiği’ çığlığını herkesin duyması gerektiğini  söyleyen Cangı, “Öncelikle altın madenine ruhsat veren İl Özel İdaresi’nin ve İzmir’in mülki idare amiri olan İzmir Valisi Cahit Kıraç ile  su havzasını korumakla yükümlü olan idarenin başkanı olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu duymalı” diyor. Yaşamları tehlikede olan tüm İzmirlilerin bu çığlığa kulak vermesi gerektiğini de söyleyen Yeşillerin sözcüleri bakın daha neler  söylüyor:

ALTINCILAR BARAJ HAVZASINDA

“İzmir kentinin içme suyunun yaklaşık yüzde 40’ını karşılayan Tahtalı Barajı koruma alanı sınırında, yaklaşık 200 bin kişinin içme  suyunu karşılamak için planlanan ve yapımı için Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlıkları sürdürülen Çamlı Barajı’na su  sağlayacak derelerin mutlak koruma alanı içinde yer alan efemçukuru Altın Madeni 1 Haziran 2011 tarihinden bu yana çalışıyor.
Kavacıklıların ayaklanmasına neden olan hayvan ölümleri altın madeninin işletilmesi sonucunda zaten bekleniyordu. Yıllardır süren  tartışmalar, davalar ve bilimsel çalışmalar sonucunda, “yörenin kayaç yapısı ve işletmede yapılacak zenginleştirme işlemi sonucunda  maden işletmesinin ağır metal kirliliği yaratacağı, böylelikle bölgenin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirleteceği, yörenin bitki ve  orman örtüsünün zarar göreceği, bölgede uygulanan ekolojik tarımı bitireceği, kısaca ekolojik ve toplumsal yıkıma yol açacağı”  belliydi.

ARSENİKSİZ TEK SU HAVZASI

Şimdi beklenen tehlikeli sürece girilmiş durumda. İzmir’in arseniksiz tek su havzası olan, aynı zamanda orman alanları, ekolojik  üzümleriyle, İzmir’in damı olarak nitelendirilen bölgenin yaşamı tehlike altında. Konumu itibariyle Efemçukuru’nda yaşanacak her  olumsuzluk İzmir kentini doğrudan etkileyecektir.
İzmir’de sağlıklı yaşamından yana olan herkesin bu gidişata tepki göstermesi, kirletici faaliyetin durdurulması için çaba harcaması  gerekmektedir.
İzmir Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı’nı görev ve sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyoruz. Hızla yakınılan konularda detaylı  inceleme ve araştırma yaptırın, geri dönüşü olanaksız bir ekolojik yıkımın yaşanmaması için madeni mühürleyin, aksi halde yaşanan her ölümden, her yıkımdan hem hukuki hem de vicdani sorumlu olacaksınız.
İzmirlilere de yaşamlarına, geleceklerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.” Konunun yakından takipçisi olacaklarını da belirten Yeşiller ve  Sol Gelecek Partisi sözcüleri, “Bu konuda da yaşamın korunması siyasetini yürüteceğiz”diyor.
9 Eylül Gazetesi 2 Aralık
İbrahim Irmak
Çığlığı duyan yok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder